Tuhaf insanlar var şu yeryüzünde..
Duygularında çırpınanlarından tutunda tasavvuf bilgisiyle ego tatmini yapanlara kadar..
Özellikle tasavvuf bilgisiyle ego tatmini yapan insanlara şaşırıyorum.. Egonun yokluğunu idrak ilmi olan tasavvufla “yok”u var kılmaya ve “yok”ta kaybolmaya çalışmak apayrı bir düşüncenin ürünü olsa gerek.
Üstad der ki “Firavun’da da Hakk’ı gör! ”
Madem Hakk bizden ayrı değil O’nu her mahalde görmeye çalışmak ve hem duygularında mahvolan özellikle kadınlardan hem de tasavvufla ego tatmini yapanlara kadar uzanan asalaklara kadar hepsinde Hakk’ı görmek başlangıç hedefimiz olmalıdır.
Kader’e taklit yollu iman dâhi Allah’ı ötelere atmanıza engel olacaktır!
Ve kendinizi geliştirirseniz varacağınız nokta Ahmed Hulûsi’nin bahsettiği ve Mûsa Aleyhisselam’ın herkesçe bilinen bir şekilde yapabildiği “Firavun’da dâhi Hakk’ı görmek” olacaktır. “Firavun, Hakk’ın görülebileceği en son mahaldir” diye düşünülebilir fakat ilk mahal veya son mahal diye bir şey yokki! Sonuçta Allah bir tanrı değil! Çünkü Allah “Dilediğini Yapar” ve “Dilediğini yapar” demek “Allah başına buyruktur” demek değildir.
“Bildiğin veya bilmediğin her yerde GERÇEK FÂİL O’dur” demektir “Dilediğini yapar! ”
İşte sen bu olayın bilgi boyutunu dâhi bilsen, eğer anlayışın kıt değilse kimseye kızamazsın ve “herkes yaratılış amacına uygun fiillerde bulunuyor” dersin, kendi yoluna devam edersin.
Kimseyle didişmeden, kimseyi hor-hâkir görmeden ölüm târihini beklersin ve bu arada çekebildiğin kadar zikir çekersin, edebildiğin kadar tefekkür edersin, öğrenebildiğin kadar ilim öğrenirsin ve bunları uygulamaya çalışırsın, kendi öğrendiklerini kimseden maddî ya da mânevî herhangi bir karşılık beklemeden anlatırsın, isteyen olursa gerisini de verirsin, istemeyen olursa O’nu zorlamazsın, sevginin oranı kadar o kişiler üzerinde daha çok durursun..
Ama şunu bil ki; kimseye hiçbir şeyi zorlamamalısın.. Çünkü “Allah’ın sistem ve düzeninde zorlama yoktur” yâni herkes yaratılış amacına uygun davranıyor, bilsin veya bilmesin bu iş böyle, “ben birini zorluyorum” diye düşünebilirsin fakat bu düşüncen anlayış kıtı olmanın açığa çıkışından başkaca bir şey değildir.
“Sistem ve düzende zorlama yoktur” âyeti var ve sen bu âyete ters olarak “ben birilerini bir şeylere zorluyorum” diyeceksin! Allah’ın “yok” dediğine nasıl olurda “var” dersin?
Allah bir şeye “yok” diyorsa, “lâ” diyorsa “o şeyi yapmayın” anlamına gelmez ki bu “yok”!
O şey “yok”tur ve sen o “yok”luğu idrak için uğraşacaksın, ki yokluğu idrak edesin! Allah’ın “yok” dediğine “var” demek cennetliklerin ameli değildir!
Mâdem Allah SAMED’dir, nasıl oluyor da her hangi bir “zorlama”dan bahsedilebilir ki?! Dışarıdan birinin bir şey yapması değil midir “zorlama”?!
Bırak “Allah’ın dışı”nı, Allah için “dış” kavramı dâhi yoktur!
O’nun AHAD olması ne demek acabâ?
“LEM YELİD ve LEM YÛLED” ne demek acabâ?
“LEM YELİD ve LEM YÛLED” gerçeğini “Allah’ın doğurma organı yoktur” veyâ“O dişi değildir, baksanıza ‘lem yelid velem yûled’ âyeti var, demek ki Allah’ın cinsiyeti erkek” gibi saçma sapan bir şey olarak anlıyorsan ve bu anlayışında diretiyorsan, “meleklerin cinsiyeti yoktur” gerçeğini bile kabul etmene rağmen bunda diretiyorsan, ben sana hiçbir şey yapamam. Allah selâmet versin!
Neyse dostum..
Bunlar ilgini çekebilir veya çekmeyebilir fakat şunu bil ki; sinirlendiğin, kızdığın veya çok sevdiğin her kim varsa gerçekte yaptığın her şeyi Allah’a yapmaktasın!
Bizim toplumda birinin zîna yaptığı duyulunca hemen cehenneme gönderilir! Fakat hadise göre “zinadan 27 kat daha günah olan gıybet”i “yapmayın” diyene “başka ne konuşacağız ki” deniliyor! Sonra da cennetteki mertebelerden, kevserden, huriden, gılmandan, köşkten, şundan bundan bahsediliyor, hem de büyük bir keyif içinde!
Gıybet, iftira veya yalanın neden bu kadar günah olduğunu düşündün mü hiç?
Bu kadar günah olmasına rağmen gıybetin ve diğerlerinin dâhi şirk koşulmazsa affedilebileceğini fakat nasıl olsa affedilecek diyerek, “ben şirk koşmuyorum, eminim” diyerek, bu çok büyük günahlarda ısrarcı olmak “Ben şirki görmekte ısrarcıyım” demektir!
Gıybetin ham maddesi şirktir!
Sen birini yanlış, eksik, kusurlu, hor-hâkir görürsün ve bu gördüğünü gider başka bir yerde anlatırsın!
Hakk’ında konuştuğun kişide de DİLEDİĞİNİ YAPAR ayeti geçerli değil mi?
Allah Siriüs’te mi dilediğini yapıyor, dünyaya karışmıyor mu?
Gıybetini yaptığın kişi Allah’ın irâdesi dışında başka bir irâdeye mi sâhip, ki o müstakil irâdeyi kullansın ve sana GÖRE yanlış şeyler yapsın, sen de O’nun yaptığı sana GÖRE yanlışları ortamını bulunca anlat!
Al işte!.. Tamâmen şirk üzerine kurulu bir olay!
“Gıybet eden kişilere müşrik de” diye anlatmıyorum bunları!
Başkasına kâfir dediğin anda eğer o kişi kafirse sorun yok, fakat o kişi kâfir değilse, hadise göre kafir olmayan kişiye kâfir diyen kâfir olarak ölüyor!
En iyisi başkalarıyla uğraşmak yerine kendinle uğraş, karlı çıkacağına eminim.
Sen kendine bak, bırak başkalarını, “başka” kavramını dâhi atman gerekiyor!
Sen kendinle ilgileneceksin, ben bu olayın neresindeyim, gıybet yapmıyorum fakat “düşüncelerimde hâlâ birileri yanlış, birileri eksik-kusurlu ve bâzıları, özellikle de ben doğruyum” diyorsun. Bu düşünceden dâhi sıyrılmalısın!
Şirk denilen yukarıda bahsettiğim “Bildiğin veya bilmediğin her yerde GERÇEK FÂİL O’dur” gerçeğini idrak edememek ve bu gerçeğe uygun davranmamak olayının affedilmeyeceğini, bunun kesin bir hüküm olduğunu ben nasıl anlatabilirim ki cennette mertebe hesâbı yapanlara!.
Gıybetin şirkin ilânı olduğunu nasıl anlatabilirim yamyamlara!
Cennette mertebe hesâbı yapacağına Hz. Muhammed(sav)’e inen Zumer sûresinin 65. âyetini bir düşün zahmet olmazsa.
“Şirk koşarsan amellerin boşa gider”
“Amellerin boşa gider” ne demek biliyor musun?
Eğer bu âyetin ne demek istediğini anlıyorsan “Tâhir olmamışlar dokunmasın” âyetini “abdestsiz Kur’an’a dokunmak haramdır” olarak anlamazsın! “Şirkten kurtulmadan Kur’an’ı istesem de anlayamam, o yüzden önce şirkten kurtulmalıyım” olarak anlarsın! Ve Kur’an’ı anlamak için bütün hayatını şirk denilen olayı araştırmak ve bundan kurtulmak için değerlendirirsin! Allah kolaylık versin..
17 Ekim 2009 Cumartesi
"Dilediğini Yapar!" Nerede?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder